Startup Dostu devletlere ihtiyacımız var

Dünyadaki hiçbir yeni akım, hükümetlerin ve devletlerin gündemine girmeden hak ettiği yayılıma ulaşamıyor. Bu sebeple Startup ekosisteminin büyümek için dost devlet yapılarına ihtiyacı var.

Gerek sahip olduğu kaynaklar, gerekse kendi sınırları içindeki yaptırım gücü baz alındığında, herhangi bir pazarın dinamiklerinde yaşanacak her türlü değişim, ancak devletlerin kontrol ve denetiminde gerçekleşebiliyor. Startup’lar için de durum farklı değil; girişimcilikle dost bir ekosistem oluşturabilmenin en gerçekçi yolu, buna zemin hazırlayan devlet politikalarından geçiyor.

Peki, devletlerin nasıl birer startup dostu olması gerekiyor?

Devletlerin işsizlikle mücadele ve ekonomik büyüme için girişimciliğe yönelmesi aslında yeni bir durum değil; MIT Profesörü David Birch tarafından 1979’da yayımlanan “İş Üretme Süreci” başlıklı raporda dahi bu sistemden bahsediliyor. O dönemde ABD’de büyük şirketlerin değil, küçük ve şahıslara ait şirketlerin ağırlıklı olarak istihdam kaynağı oldukları vurgulanıyor.

Bugün pek çok ülke için benzer bir durumu söylemek mümkün. Dün adı “şahıs şirketi” olan süreç, bugün “girişimcilik” formuna girmiş bulunuyor. Elbette arada iş modeli ve yaklaşım açısından pek çok farklılık bulunuyor. Devletlerin yapmaları gereken ise, “startup dostu” bir ülke unvanı almak için bu dönüşüme ayak uydurmak.

Hükümetlerin “girişimciliğe elverişli bir ekosistem” kurgulayabilmeleri için oluşturmaları gereken politikalar hakkında, Batı Avustralya Üniversitesi’nden Profesör Tim Mazzarol tarafından Dünya Ekonomik Forumu için kaleme alınan makalede altı önemli tavsiye sunuluyor:

Politika: Dünya devletlerinin, girişimci faaliyetin oluşumunu öncelikli bir politika haline getirmesi gerekiyor. Girişimci ekosistemler için etkin politikaları oluşturabilmek için, öncelikle politikaları ve programları şekillendirip güçlendiren, “kurumsal girişimci” kimliğiyle görev yapan üst düzey kamu görevlilerinin Bakanlık düzeyinde devlet yetkilileriyle birlikte aktif katılımı gerekiyor.

Kapsayıcılık: Geliştirilecek politikaların bütünsel ve kapsayıcı olmaları da büyük önem taşıyor. Hazırlanan politikalar sadece belirli ilgi alanlarına özel tasarlanmaması, bunun yerine ekosistemin her noktasını içine alması gerekiyor.

Doğal Büyüme: Tepeden inme çözümler yerine, doğal bir büyümeye imkân sağlanması gerekiyor. Bunun için de daha önce hiç dokunulmamış alanlarda yeni sektörler oluşturmak yerine, ülkenin ya da bölgenin doğal olarak güçlü olduğu alanlar üzerine gitmek sonuç veriyor.

Alt Alanlar: Sadece yüksek teknolojiye değil, düşük ve orta düzey teknoloji şirketlerine de gerekli özen gösterilerek, tüm alanlarda büyümenin teşvik edilmesi gerekiyor.

Adil Tutum: Kamunun girişimcilik ekosistemindeki büyümeye öncülük etmesi, ancak sorumluluk ve sahipliği doğru ve adil biçimde dağıtması gerekiyor.

Yönetime Destek: Sadece işletmenin değil, yönetim ekibinin de ihtiyaçlarını karşılayan politikalar geliştirmek gerekiyor. Bunun için de KOBİ’lerin politikalarının temelinde “işlem”, girişimcilik politikalarının temelinde ise “ilişki” olduğunu unutmamak şart.

Diğer içerikler

İlginizi çekebilir