Kendi hikayesi adeta bir startup masalı olan Amazon, bugün dünyanın en büyük şirketlerinden biri olmasına karşın, taze girişimlerle kurduğu “inovasyon pınarı” sayesinde genç ve çevik kalmayı başarıyor.
Her büyük girişim gibi Amazon da genç ve vizyoner bir adamın garajında kuruldu. İnternet üzerinden kitap satmak o zamanlar için yeni ve parlak bir fikirdi. Yine de o dönemin ihtiyaçları, bir evin garajında kurulan sunucularla karşılanabiliyordu. Tek sorun, sunucu bilgisayarların yüksek güç tüketimi nedeniyle Bezos ya da eşi ne zaman elektrik süpürgesini ya da saç kurutma makinesini kullanmak isteseler sigortalar atıyordu.
Sadece ilk ayını tamamladığında, Amazon 50 eyaletin tamamına ve 45 farklı ülkeye kitap satmayı başarmıştı. Yine de maddi açıdan yayınevlerinin koyduğu “en az 10 kitap siparişi” kuralını karşılamaya güçleri yetmiyordu. Bunun için akıllıca bir çözüm buldular; her siparişte ihtiyaçları olan bir ya da birkaç kitabı satın alıyor, üstünü ise likenlerle ilgili olan ve hiçbir zaman stokta bulunmayan nadir bir kitapla tamamlıyorlardı. Böylelikle 10 siparişlik kota dolsa da, sadece satın alınan kitapların ödemesi yapılıyordu.
Amazon’un ilk günlerine ait pek çok hikâye, bugünün girişimcileri için tanıdık hisler uyandıracaktır. 1995 yılında startup ya da girişimci sözcüğü bugünkü kadar yaygın olmasa da, Amazon’un kuruluşu mükemmel bir startup hikayesidir.
Belki de bu yüzden, dünya devleri arasında Startup Dostu unvanını en çok hak eden şirketlerden biri de Amazon’dur. Kitap satışıyla başlayan dijital ticaret macerası, bugün perakendeden bulut servislerine, medyadan eğitime kadar 21. yüzyılın tüm büyük sektörlerinde devam ediyor. Amazon, startup ruhunu koruyarak, yeni girişimleri ve gelecek vadeden fikirleri dostane bir tavırla karşılamaktan hiç vazgeçmedi.
Her yıl düzenlenen sayısız yarışma ve yapay zeka, bulut ve yeni yükselen diğer pek çok alana özgü kurulan startup hızlandırıcılar ve kuluçka merkezleriyle girişimlere destek olmayı sürdürüyor. Üstelik bu sistemde elde edilen fayda iki yönlü olduğu için, sürdürülebilirlik de kendiliğinden sağlanıyor. Amazon, başarılı iş fikirlerini destekleyip büyütüyor ve sonuç olarak ortaya çıkan özellik ya da servisleri kendi süreçlerine dahil edebiliyor.
Bugüne kadar dünyanın dört bir yanındaki girişimlerle imzaladığı 128 ayrı satın alma ve yatırım anlaşması ile Startup Dostu unvanının hakkını veren Amazon; yapay zekâdan bulut servislerine, moda ve aksesuardan giyilebilir teknolojilere, finansal hizmetlerden hazır gıda ürünlerine kadar pek çok alanda girişimle ittifak kurdu. Bu girişimlerin kapsamlı bir listesine, Zoe Henry imzalı Inc.com makalesinden kolayca ulaşabilirsiniz.
Peki, Startup Dostu olmak Amazon’a ne kazandırıyor?
Amazon’da inovasyon hiç bitmiyor. Yeni girişimlerle sürekli dirsek temasında çalışmanın getirdiği en büyük fayda bu. Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olmasına karşın, Amazon’da kendi ölçeğindeki firmaların hantallığından eser yok. Şirket her türlü pazar değişimine son derece çevik yanıtlar vermekle kalmıyor; iş yaptığı her alanda inovasyonun öncülüğünü üstlenmeye de devam ediyor.
Dahası, Amazon Launchpad gibi yeni fikirlerle startup’lar için doğrudan bir pazar yeri oluşturuyor. Girişimlerin ürettiği yenilikçi ürünler, milyonlarca Amazon müşterisine sıra dışı bir ortamda, etkin ve Startup Dostu bir pazarlama süreciyle ulaşıyor. Böylelikle Amazon ile girişimler arasındaki iki yönlü fayda ilişkisi, inovasyondan ve müşterek tecrübeden beslenmeyi sürdürüyor.