Dijital dönüşüm, günümüz startup’ları için ayırt edici bir olgu olduğu gibi, var olma ya da olmamanın arkasındaki güçlü etkenlerden biridir.
İngilizce ‘digital transformation’ kavramının Türkçe çevirisi olan dijital dönüşüm, ‘dijital dünyaya adapte olma’ anlamı taşıyor. Adaptasyon, girişimciler için pazarlamadan iş modeline, otomasyonundan organizasyon yapısı ve iletişime kadar akla gelebilecek hemen ‘her şeyi’ kapsar. Tanımı gereği asıl amaç, süreç içerisinde teknolojiyi kullanarak mevcut işleri daha iyi yapmak, yeni ve farklılaştırıcı işler oluşturmak ve zamanla iş modelini bu farklı alana doğru yönlendirerek rekabet avantajı elde etmektirtir.
Dijital ‘üst lige’ dönüşüm
Dijital dönüşüm bilinen bazı temel yapı taşlarıyla çok sayıda girişim için ele alınan bir olgu. Web siteleri, X ve Linkedin paylaşımları, YouTube videoları derken girişimlerin proaktif bir şekilde günün koşullarını es geçmedikleri açık.
Seviyeyi artırma noktasında ise, dijital ‘üst lige’ dönüşüm şeklinde bir tanım karşımıza çıkar. Bu aşamada teknoloji ile bağlantılı olacak biçimde örneğin kapsamlı halkla ilişkiler çalışmaları yürütülebilir.
Halkla ilişkiler çalışmalarına yönelik olarak ayrılacak zaman ve bütçe, geniş bir skalada ele alınabilir olduğu için her ölçekteki startup için ulaşılabilir özelliktedir. Burada startup’ın karar mercileri tarafından belirlenen stratejilerde çağın gerekliliklerine uyum sağlama konusundaki bakış açısını da belirleyici olacaktır.
Adaptasyon
Eğer rakibiniz yüksek bir tepeyi outdoor ayakkabılarıyla arşınlarken siz bunu çıplak ayakla yapmaya çalışıyorsanız ortada ciddi bir sorun var demektir. İş yapış şekillerinden dökümantasyon sistemlerine, tedarik ve personel yönetimine kadar birçok konuda etkin olan startup’ların, gerek rakiplerine karşı ciddi avantajlar elde ettiği, gerekse geleceğin öne çıkan büyük şirketlerinden biri haline dönüşme olasılıklarını daha da artırıdıkları görülmektedir.
Adaptasyon ve ‘o anın’ koşullarına uyum, dijital dönüşümün iki anahtar kelimesi. Pazardaki diğer startup’larla rekabet noktasında koşulları sürekli gözetmek altın değerinde. Teknolojik gelişmeleri yakından takip etmek, dolayısıyla geride kalmamak, başarılı bir startup’ın olmazsa olmazları arasında yer almalıdır.
Yeni dönem girişimciler arasında ofis içi dokümantasyon yöntemi olarak WhatsApp ve Dropbox, iletişim için Skype, WhatsApp pazarlama için Hotsuite, web sitesi içerik yönetimi için WordPress kullanmayan hemen hemen yok. Pazarlama ve satış, görsel üretimi ve tasarlanması için Yapay Zekâ artık standart hale geldi. Girişimcilerin akıllı telefonlarının ana ekranında, bu yazılımların birçoğu ‘en sık kullanılanlar’ arasında.
Öte yandan bu makale hazırlandığı sırada çok popüler olan bir yazılım, siz okuduğunuz anda yerini bir başkasına bırakmış da olabilir. Dijital dönüşüm ve beraberindeki teknolojiler, karakteristik özellik olarak değişime son derece açıktır, dinamik bir yapıya sahiptirler. Günümüzde teknolojik değişim hızı daha önce görülmemiş seviyededir.
“Startup’ların genetik talimatları”
Yapılan analizler endüstrilere yön veren şirketlerin 1960 yılı için ortalama ömrünün 60 yılı geçtiğine işaret ederken günümüzde bu süre 17 yıla düşmüştür. Kısa ömürlü olma durumunun önümüzdeki süreçte de devam etmesi bekleniyor. Ayrıca günümüzde piyasaya sunulan teknolojik bir ürünün efektif fonksiyonel ömrü maksimum 18 ay. Herhangi bir becerinin yarı ömrü ise 4,5 yıl şeklinde.
En nihayetinde dijital dönüşüm, startup’ların yakalaması gereken, eğer bir şekilde dahil oldularsa takip etmek zorunda oldukları bir olgu maiyetinde.
Her an için değişime hazırlıklı olmak ve teknolojiyi tüm yönleriyle kullanmak şeklinde özetlenebilen kavram, aynı zamanda bir devlet politikası halini almıştır. Herhangi bir startup açısından dijital dönüşüm, DNA’sında var olması gereken genetik talimatlar arasında yer almalıdır.
Dijitalleşemeyenler – Var olmak ya da olmamak –
Konunun başında geçen ‘her şeyin adaptasyonu’, altını bir kez daha ve kalın şekilde çizmemizi gerekli kılan unsur. Yine genel olarak karakteristik özellikler olan internet ve beraberindeki gelişmelerin dışında teknolojik yeniliklerin gerisinde kalmamak dijital dönüşümün öne çıkan gerekliliklerinden biri durumunda. Bununla birlikte var olmak ya da olmamak anlamına da gelir. 15 yıl öncesi için dünyanın en yüksek ciroya 500 şirketinin yaklaşık 250’si bugün liste dışında kalmış, hatta bazıları tamamen yok olmuştur. Bunun temel nedeni dijital dönüşümü önemsememiş olmalarıdır.