Bir girişimin pembe hayallerden uyanıp gerçekler ile yüzleştiği anda en çok çaba harcayacağı konulardan birisi potansiyel iş ortakları bulmak, büyük işletmelerin dikkatini üstüne çekmek olacak. Bu yolda nasıl ilerleyebilirsiniz?
Masmavi bulutların arasından altın sarısı güneşin göründüğü, yatırımcıların üzerinde “A serisi”, “B serisi” yazan keselerle altın dağıttığı girişimcilik masallarından uyanıp, iş kurmanın gerçekleriyle yüzleştiğinizde şunu fark edersiniz: Dünyayı değiştirecek bir fikriniz olsa dahi, dünyanın geri kalanının da bunu fark etmesi gerekiyor. Üstelik, yatırım perisi gece yastığınızın altına küçük bir zarf bırakmadıysa bunu çok ama çok kısıtlı bir bütçeyle yapmanız gerekiyor.
Elinizde avucunuzda olan tüm birikimi iş geliştirme, yazılım geliştirme ve türlü diğer geliştirme masraflarına harcayacaksınız. “Network geliştirme” için ayıracak paranız yok. Peki, ne yapacaksınız?
İşte çiçeği burnunda girişimcilerin, yeni kurdukları şirketi “dikkate değer” ve hatta “güvenilir” yapabilmesi için uygulaması gereken, altın niteliğinde 4 tavsiye:
Hedeflerinizi doğru belirleyin
Bu madde basit gibi görünebilir, ancak geri kalan tüm sürecin düzgün işleyebilmesi için hayati önem taşıyor. Hitap ettiğiniz müşteri kitlesinin, potansiyel yatırımcılarınızın ve iş kalemlerinizin nasıl bir listesi varsa, güvenilirlik konusunda da bir listeniz olması gerekiyor. Başarı durumunuzun bir kaç ay sonra ne olacağını yaklaşık olarak biliyorsunuz, çünkü oturdunuz ve hesapladınız. Şirket profiliniz ve itibarınız için de aynı şeyi yapın: Ne size şirketinizin sektörde saygın bir konumda olduğunu hissettirirdi? Belirli bir yayında tanıtılıyor mu? Ödül kazanıyor mu? Bir konferansta konuşmaya davet ediliyor musunuz?
Cevap ne olursa olsun, tanıtım ve güvenilirlik hedeflerinizi erkenden belirlemeye başlamanız gerekiyor. Bunları somut terimlerle ifade edin ve bu hedeflere ulaşmak için işinizin büyümesine ve pazarlama hedeflerinize göre bir son tarih belirleyin.
Bırakın iş ortaklarınız sizi tanıtsın
Ailenizin evindeki odanızda henüz “kurulum” aşamasında bulunmuyorsanız, şirketinizle ilişki içinde olan ve sunacağınız katma değere inanan, güvenilir insanlardan oluşan bir çekirdek kitle oluşturmuşsunuzdur. Bu, girişimcilerin başarı yolunun yarısına varmak için bile yapmaları gereken ilk şeylerden biri. Bu kitleyi işiniz için faydaya dönüştürmek elinizde.
Şu anki durumunuzda zaten güçlü bir yönetim ekibiniz ve yatırımcılarınız olabilir, ya da olmayabilir, fakat her türlü şirketinizle ilişkili olan insanların uzmanlığını ve bağlantılarını vurgulamanın yollarını aramalısınız. Bu, yönetim kurulu üyelerinizden sizin için birkaç önemli telefon görüşmesi veya tanıtım yapmalarını istemek kadar basit olabilir. Ya da ortaklarınızı şirketinizle ilgili haberleri sosyal medyada yaymaya ve LinkedIn’de siz ve şirketinizi desteklemeye teşvik edin.
Buna ek olarak, yönetim kurulu üyelerinizin biyografilerini ve önemli ortaklarınızın referanslarını web sitenize ekleyin – sadece kurucu ekibe odaklanmayın. Elbette bu noktada, her birinden onay almanız gerekiyor. Ancak emin olun birçoğu, ortaklığınızdan memnun oldukları sürece şirketinizle ilgili haberlerin yayılmasına yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaktır. Bunu mümkün olduğunca açık ve işbirliği içinde yaptığınızdan emin olun; Güvenilirliğinizi kaybetmenin en hızlı yolu ortaklık derecesini abartmak ya da var olmayan bir referans göstermektir.
Önemli topluluklarda mutlaka söz alın
Her girişimci adını prestijli bir gazetenin ön sayfasında görmeyi hayal eder. Ama acele etmeyin ve küçük adımlarla ilerleyin. Mesela ana akım medyaya erişmeden önce, kendi iş kolunuza hitap eden yayın ve etkinliklere öncelik vermeniz gerekiyor. Örneğin teknoloji girişimcileri, bu kategorideki ürünleri zaten takip eden ve önemseyen teknoloji okurlarına hitap ederek daha hızlı itibar kazanabilirler.
Güven kazanma konusunda büyük bir PR çalışmasına ihtiyacınız yok. Sosyal medyada ilgili bir kitle oluşturmaya başlayın: Şirketinizin işlerine uygun ilgi alanlarına sahip kullanıcılar arasında yararlı etkileşimlerin ve fikir liderliğinin bir kaydını oluşturun. Diğer yandan, müşterilerinizi ve sektörü etkileyen diğer online topluluk forumlarında yer almayı ihmal etmeyin. LinkedIn gruplarında ve sektörle alakalı online forumlarda yorum yapabilir, Quora gibi soru-cevap platformlarında uzman yorumculuk yapabilir, sektörler ilgili yayınlarda makale yazarı olabilir, veya içerik pazarlama çalışmaları yapabilirsiniz.
Burada önemli olan, hitap ettiğiniz kitleyi gereğinden fazla geniş tutmayıp, odaklı çalışmak. Henüz hayallerinizdeki sektör konferanslarında konuşmaya davet edilmek için yeterli bir üne sahip değilseniz, kendi konferansınızı düzenleyin. Etkili olması için abartılı olması gerekmez. Bazı ortaklarınızı ev sahipliği ve sponsorluk yapmaları için davet edin. Sektördeki ortaklarınızın birçoğu ve diğer konuşmacılar, kursunuzu onlarla paylaşmaya istekliyseniz sizi desteklemekten memnuniyet duyacaklardır.
Sadece bir kişiyle öne çıkın
Başarılı girişimden önce, başarılı girişimci geliyor. Bu yüzden şirketiyle neredeyse eşanlamlı olan CEO’lar daha hızlı takdir topluyor. Milyar dolarlık bir şirketiniz olmasa bile, her girişim CEO’sunun, bir fikir lideri ve şirketin yüzü gibi davranması gerekiyor. CEO’nun kişisel markasını ve güvenilirliğini oluşturmak, insanların şirketinize hızlı bir şekilde aşina olmalarının ve önem verdikleri konulara nasıl değer katabileceğinizi anlamalarının en güçlü yollarından biri olarak öne çıkıyor.
Özellikle girişiminizin ilk aşamalarında, kurucunun/CEO’nun öne çıkması ve ilk müşterilerle birebir temas içinde olması gerekiyor. İlk müşteri ilişkileri her şirket için büyük anlam ifade ediyor ve CEO’nun bu ilişkilerde öne çıkması, geri bildirimleri dikkate alması ve müşterilerine girişimi desteklemeleri ve tavsiye etmeleri konusunda ricada bulunması gerekiyor.
Güveni tesis etmek, her başarılı iş ilişkisinin temelinde yatıyor. Tıpkı girişiminizin bir pazara giriş stratejisine ihtiyacı olduğu gibi, itibar oluşturmak ve tanıtım yapmak için de ayrıntılı bir plana ihtiyacınız var. Gelecekteki başarılarınız ve New York Times’ın atacağı manşet, bu ilk adımları nasıl attığınıza bağlı.